Hangimiz hayvanların çağrısını işitp kötü büyütülmüş bir alışkanlığın aksamasında
taşıyamayacağımız kadar iz sürüp, her gün bir şeylerin, pek güvenlir
olmayanların da, yerle bir edilşini göstermedik.
Oyunun çağrısının üzerinden atlayan yücelmiş cansızlığın yığılmadı mı omuzlarımıza içerden itilişi, bir kez? Ve eylemden kopmanın sinsi taşlarında değil mi ki olgunlaşmanın en eski diretmişlği?
Öyle görünüyor, başkalarının yüzlerine tutulmuşların, belli belirsiz uzun çelişkisi.
Yerin altında sezdiğimiz ilerleyişin çukurlaşıp oyulmasıyla kovalanan kuşkusuyla Ama biz ardından bakmıyoruz, ölçülü imgeler içinde tutuyoruz, hiç yokmuşuz gibi dndrmeden sıcağı ve yabancılığı ısırıp, bunları açıklayabilirler mi? Bundandır yakın varlığa karnı tok yürüyerek, kutluyoruz biz bizden de önce’yi.
,
,
İlk Yayınlandığı yer: Dünyaların Çoğulluğu
Comments